Search
Close this search box.

Son Güncelleme : 12.06.2024

İŞLETMELER NASIL BATAR ?

Öncelikle hiçbir insan aniden ölmediği gibi hiçbir şirket te aniden batmaz. Her batışın bir geçmiş hikayesi vardır ve bu hikayenin analiz edilmesi gerekir.

Yıllardır ayakta olan sağlıklı bir ağacı böceklerin sardığını düşünün. Böcekler bu ağacı kısa sürede yıkamayacak, içten içe kemirecek ve her geçen gün daha zayıf düşmesini sağlayacaktır. Ağaç yıkılmak için en zayıf düştüğü bir anı bekleyecek, hafif bir rüzgar veya kuvvetli bir fırtına yıkılmasına sebep olacaktır. Aşağıda anlattığım süreçlerdeki hataların her biri aslında ağacı saran böcekler gibi işletmeyi zayıflatan konulardır. İşletme belki de rekabet gücüne veya mali gücüne  göre kısa sürede veya uzun sürede yıkılacaktır. Belki de süreçlerde hatalarına oranla doğruları ağır basacak ve böcekler hiçbir zaman ağacı yıkamayacaktır.

İşte işletmenin hayatı boyunca mücadele etmesi gereken böcekler aşağıdaki şekildedir:

  1. Kurum Kültüründen Kaynaklı Problemler
  • İşletmenin ömrünü en çok etkileyen faktörlerden bir tanesi de kurum kültürüdür. Kurum kültürünü ölçmenin en önemli parametrelerinden biri Personel Turnover Oranıdır. İşletme sürekli olarak yetkin personellerini kaybediyorsa kurum kültüründen söz etmek mümkün değildir. Zira bu durum işletmeye personel aidiyeti oluşmadığı anlamını taşımaktadır.

İşletmenin en önemli varlığı nedir diye sorsam belki birçok kişi nakiti, stokları veya duran varlıkları diyebilir. Halbuki bunlar ne kadar yüksek tutarlı olursa olsun kaybı durumunda yerine konulabilecek değerlerdir. İşletmenin en önemli varlığı personelidir. İşletme uzun yıllar boyunca çalışan bir personelini kaybettiğinde aslında çok şey kaybetmiştir. En başta kurum hafızasını kaybetmiştir. İşletmeler aslında birbirleri ile kıyaslandığında makinaları ile değil sahip oldukları personellerin tecrübeleri ile kıyaslanmalıdırlar. Yani işletmelerin rekabet süreçlerindeki en büyük silahları personelleridir.

  • Şirket Prosedür, Talimat, Yönetmelik ve Politikalarının yazılı olmaması. Bu kuralllar aslında işletmenin anayasasını oluşturan kurallar bütünüdür. Bu kuralların yazılı olmaması işletme içerisinde yaşanan olaylara farklı zamanlarda farklı tepkiler verilmesi söz konusu olacaktır. Kişiden kişiye, Yöneticiden yöneticiye değişen uygulama ve yaklaşımlar söz konusu olacağından adaletsizlik, kayırmacılık baş gösterecek ve kurum çatışma ortamına dönüşecektir.

2. ERP Sistemi Problemleri

ERP sistemleri günümüzde işletmelerin olmazsa olmazıdır. İşletmelerin süreçlerinin uçtan uca takip edilebilmesi için gerekli olan tüm sistemler bütünüdür. ERP seçimi, kurulumu (İmplementasyonu) süreçleri oldukça zorlu süreçlerdir. Bu süreçlerde yapılacak bir hata sürecin başarısını doğrudan etkileyecektir. Türkiye’de ERP projelerinde başarı oranının sadece % 30 olduğunu biliyor muydunuz? Üstelik ERP’den beklentilerin de çok çeşitlilik gösterdiği aşikardır. Mesela bazı işletmeler ERP satın alınca kurumsallaşacağı algısına sahiptir.

  • ERP seçimi

İşletme ERP seçimi sürecinde karar verirken önünde birkaç seçenek vardır

  1. Hazır ERP paketi satın alma
  2. Kendi ERP sistemini oluşturma
  3. 3rd Parti programlarla hibrit yapı kullanma

Bu seçeneklerden her birinin birbirine göre avantaj ve dezavantajları mevcuttur. ERP sürecinin en zorlu aşamasıdır. Bu süreçte verilecek yanlış bir karar işletmeyi çok zorlu süreçlere sokabilecektir.

  • Ana Veri Yönetimi

Ana Veri (Master Data) yönetimi belki de ERP sürecinin en temel ve en önemli parçasıdır. Birçok ERP projesi Ana Veri sürecine gereken önem gösterilmediği için başarısızlıkla sonuçlanmaktadır. Bu sürecin sonucu olarak veri kirliliği oluşmakta ve sistem veri anlamında felç olmaktadır. Bu durumun faturası çoğunlukla ERP programına veya programı satan danışmanlığını veren firmalara kesilmektedir.

  • Muhasebe Sistemi

İşletmelerin Ana Verileri Tek Düzen Hesap Planına paralel şekilde oluşturulmalı ve veri bütünlüğü ve temiz tutulması sağlanmalıdır. ERP sistemlerinin sağlıklı veri üretebilmesi için düzgün tasarlanmış bir Ana Veri ile tüm süreçlerin entegre edildiği Muhasebe sistemine ihtiyaç vardır. Süreçlerdeki tüm hatalar en son muhasebe sürecinde ortaya çıkar. Çoğunlukla Muhasebe departmanına mal edilen bu hataların çoğunun kaynağı aslında önceki süreçlere aittir. Bu sebeple ERP kurulum süreçleri Mali bakış açısına sahip fakat işletmenin tüm süreçlerine hakim bir akıl tarafından yönetilmelidir.

  • Envanter Yönetimi

İşletmenin Bilançosundaki Aktif (Varlıklar) kaleminin büyük bir kısmı Stok ve Duran Varlık envanterinden kaynaklanmaktadır. İşletmenin bu envanterlerini düzgün takip etmesi işletmenin Mali Tablolarındaki veri doğruluğunu etkileyen en önemli faktördür.  Sağlıklı bir envanter yönetimi operasyonel kayıpların da tespitine yardımcı olur. Envanterdeki Mal Kabul farkları ile Sayım Farklarının yönetimi son derece önemlidir. Envanterini yönetemeyen işletmelerin Maliyet ve Karlılıklarının doğruluğundan şüphe edilmelidir.

  • Maliyet Yönetimi

İşletmelerin yönetiminde doğru kararlar alabilmek için işletmenin geçmişini bugününü ve yarınını izleyebilmesi önemlidir. Geçmişi izlemek sağlam bir Fiili Maliyet sistemine, bugününü ve yakın geleceğini izlemek için Standart Maliyet sistemine, geleceği izlemek için ise sağlam bir Bütçe sistemine ihtiyaç duyulmaktadır. Bunların tümü ise düzgün kurgulanmış ve doğru yönetilmiş bir ERP süreci ile mümkündür.

  • Kar/Zarar Yönetimi

Kar ve Zarar kavramları İşletmenin Gelir Tablosu üzerinde izlenir. Gelir tablosunda birden çok kar/zarar kalemi bulunmaktadır.

  1. Brüt Satış Karı veya Zararı
  2. Faaliyet Karı veya Zararı
  3. Olağan Kar veya Zarar
  4. Dönem Karı veya Zararı
  5. Dönem Net Karı veya Zararı

Peki biz hangi Kar/Zarar’a bakmalıyız. Aslında bakış amacımıza göre bakacağımız Kar/Zarar kalemi farklı olacaktır. Örneğin; dönemsel faaliyetimiz sonucu vergiye esas olan Ticari Karı görmek istiyorsak Dönem Karı veya Zararına bakmamız gerekir. Birçok ulusal ya da uluslararası kuruluşun analizlerinde kullandığı EBITDA Kar/Zararını görmek istiyorsak Faaliyet Karı veya Zararı rakamına Amortisman Giderini eklemeliyiz. Burada en çok yapılan hata sürekli EBITDA marjına bakıp Finansman Giderlerini dikkate almamak. EBITDA’nın Finansman giderlerini karşılamadığı durumlarda ciddi problemlere sebep olacaktır.

  • Nakit Akış Yönetimi

İşletmelerin kuruluş amacı şüphesiz kar elde etmektir. Fakat İşletmenin süreçlerinde yönetilmesi gereken tek unsur kar değildir. İşletmenin kara bağlı olarak ürettiği nakit te takip edilmesi gereken en önemli unsurlardan bir tanesidir. Alınan yönetimsel kararların nakit akışa etkisi mutlaka raporlanmalı ve izlenmelidir. Satınalma ve Satış politikalarında yapılan değişikliklerin etkisi mutlaka dinamik bir şekilde simüle edilmeli ve yönetimsel kararlar bu doğrultuda alınmalıdır.

Bu süreçlerde en çok düşülen hata işletmenin faaliyetlerinin sonucunu gösteren bir nevi karne niteliğinde olan Mali Tabloları incelerken sadece Kar/Zarar rakamlarına bakarak yani Nakit Akışı göz ardı ederek karar vermektir.

Gelir / Tahsilat ve Gider / Ödeme kavramlarını açıklamak gerekir. Her tahsilat gelir midir? Ya da her ödeme gider midir? Bu sorunun cevabını vermeden önce muhasebenin temel kavramlarından olan “Dönemsellik” kavramını açıklayalım. Dönemsellik İşletmenin Gelir ya da Giderlerinin dönemlere bölünerek kaydedilmesidir.

Örneğin geçici vergi dönemleri 3’er aylık periyotlarda olup Yönetim Muhasebesi yapan firmalar genellikle Aylık dönemlerde kayıt atmaya özen gösterirler. Bu durumda örneğin 6 aylık dönemlerde ödenen bir kredinin faiz ödemesinin her aya bölerek tahakkuk yoluyla gider yazılması mümkündür. Bu durumda söz konusu faizin ödeme tarihi geldiğinde 1/6’sının gider kaydedilerek 5/6’sı daha önceden gider kaydedildiği için tahakkuk hesabının kapatılması gerekecektir. Yani bu durumda giderler ile ödemeler dönemsel olarak birbirinden ayrışacaktır.

Yine işletmelerin satınalma süreçlerindeki vadeleri ile satış süreçlerindeki vadelerinin farklılık göstermesi muhtemeldir. İşletme satınalma vadesini sabit tutup satış vadesini uzattığı zaman ek işletme sermayesi doğmasına sebep olacaktır. Bu tarz kararlar mutlaka simüle edilerek nakit akış durumu kontrol edilerek alınmalıdır.

İşletmenin Gelir Tablosunu inceleyen bir kişi sadece Kar/Zarar durumuna bakarak bu işletme çok karlı öyleyse her şey yolunda demesi bir hatadır. Piyasa, karlılığı iyi olup batan firma örnekleri ile doludur. Yine nakit akış durumuna bakarak işletme sermayesi yeterli öyleyse bir problem yok demek te aynı derecede yanılgıdır. Firmanın işletme sermayesi yeterli düzeyde olsa da Kar ederek nakit üretemiyorsa işletmenin sürekliliğinden söz edemeyiz.

İşletmenin Mali durumunu analiz etmek için hem Kar/Zarar durumuna hem de Nakit Akış durumuna birlikte bakmak gerekir.

  • Üretim / Kalite Problemleri

İşletmenin faaliyetinin uzun soluklu olabilmesi için Ar-Ge süreçleri, sahip olduğu özgün ürün çeşitliliği ve kaliteye verdiği değer, Marka değeri belirleyici faktörlerdir. Bu süreçlerde yaşadığı problemler de önemli kayıplara (Kapasite kaybı, Pazar Kaybı, Müşteri kaybı vs.) yol açacak ve işletmeyi mali anlamda zor duruma düşürecektir.

  • Pazarlama Problemleri

İşletme mümkün olduğunca ürün çeşitliliği ve Pazar çeşitliliğini sağlamalı riskleri dağıtmalıdır. Diğer tüm süreçlerde yaşanan problemlerin birçoğu sonuç olarak pazarlama süreçlerine yansıyacaktır.

  • Diğer süreçlerdeki problemler

İşletme aslında tüm süreçlerini izlenebilirlik mantığı üzerine inşa etmelidir. Her süreçte yaşanması muhtemel kayıpların Mali Tablolara yansıması sağlanmalıdır.

Sonuç olarak işletme bir kanser vakası yaşıyorsa amaç bunu son evreye bırakmadan erken teşhis edip tedavi etmek olmalıdır. Aksi takdirde batış kaçınılmaz olacaktır.

-Ali BAŞKAN